İstanbul – Tarihi yarımada, şehrin kimliği. Ancak İstanbul'un gerçek hikayesinin ne kadar derine indiğini biliyor muyuz? Özellikle son günlerde, İstanbul'un kalabalığının ve modern yaşamının hemen yanı başında, Küçükçekmece Gölü kıyısındaki Bathonea Antik Liman Kenti kazılarından gelen haberler, ezberimizi bozacak cinsten.
Yıllardır devam eden arkeolojik çalışmaların son durağında, sadece surlar, kalıntılar değil; doğrudan 8.000 yıl öncesine ait olduğu düşünülen dev bir “Antik Üretim Kompleksi” gün yüzüne çıktı.
Neden Bu Keşif Hepimizi İlgilendiriyor?
Söz konusu kompleks, bölgenin bir liman kenti olmanın çok ötesinde, binlerce yıl boyunca ticaretin ve zanaatın merkezi olduğunu gösteriyor. Arkeologlar, burada çıkan fırınlar, atölye izleri ve depolama alanlarının, o dönemin ekonomisi ve sosyal yaşamı hakkında çok çarpıcı bilgiler verdiğini belirtiyor. Bu, sadece bir tarih kitabı detayı değil; bugünkü ticaret damarlarının, bugünkü üretim aklının ilk kıvılcımları anlamına geliyor.
"Sadece Bir Antik Şehir Değil, Bir Hayat Okulu"
Kazı ekibinden edinilen bilgilere göre, alanda ortaya çıkan yeni yapılar, Bathonea’nın sadece Akdeniz ticaretine değil, Karadeniz ve iç bölgelerle de güçlü bağlantıları olduğunu kanıtlıyor. Uzmanlar, "Bu kompleksin büyüklüğü ve organizasyonu, o günün koşullarında ne kadar gelişmiş bir planlamanın olduğunu gösteriyor. İnsanlar o zor koşullarda bile üretimde ve ticarette bir sistem kurmuşlar," yorumunu yapıyor.
Bu keşifler, İstanbul'un sadece Bizans ve Osmanlı katmanlarından oluşmadığını, 8.000 yıllık kesintisiz bir yerleşim ve üretim kültürü taşıdığını gösteriyor.
Önümüzdeki dönemde kazılardan çıkacak yeni bulgularla, İstanbulluların ve tüm Türkiye'nin, kendi coğrafyasının kültürel mirasına bakışının değişmesi bekleniyor. Tarih, bazen yanı başımızdaki bir göl kıyısında, sessizce bizi bekliyor. Bu keşfin, bölgenin kültürel turizmine yapacağı katkılar da şimdiden büyük bir merak konusu.
💬 Yorumlar (0)
Yorum Yap
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!